Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Marmara Uluslararası Kent Forumu (MARUF)’na katıldı. Marmara Uluslararası Kent Forumu (MARUF)’nda düzenlenen özel oturum ile ‘Diyalog Marmara Başkanlar Konuşuyor: Birlikte Düşünmek, Birlikte Hareket Etmek’ isimli programda konuşan Başkan Salman, Yalova’yı anlattı. Konuşmasında Marmara Denizi’nde ki kirliliğe özellikle değinen Salman, gündemden düşmeyen deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğini de vurgulayıp bu sebeple Yalova’da attığı adımlardan bahsetti. Salman, “Türkiye’nin en küçük yüzölçümlü ama yüreği en büyük kenti Yalova” “Türkiye’nin en küçük yüzölçümlü kenti ama yüreği en büyük kenti Yalova adına, Yalovalı hemşerilerim adına hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Salman, “Yalova güncel nüfusu 272 bin, merkez nüfusu 140 bin olan bir şehir. 81 ilden ve 36 farklı milletten insan ikamet ediyor. Yalova, kilometrekareye düşen insan sayısı bakımından Türkiye dördüncüsüdür. Nüfusuna oranla daire satışında Türkiye birincisi, yabancıya mülk satışında yıllardan beri ilk beştedir. Yalova’nın en önemli özelliği çevre ve doğa kentidir. Çiçek kentidir. Geçip gidilecek bir kent değil, gezip görülecek bir kenttir. İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısıdır. Güneşin en güzel battığı kenttir. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel kentidir. Eğer bu dünyada bir cennet varsa orası Yalova’dır. Sevginin başkentidir. Huzurun, kardeşliğin, barışın kenti olup suçun en az olduğu ildir. En önemli özelliği Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kentidir. Çevre ve doğa kimliğiyle çevre mirasını tamamen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten almıştır. Kentimizin ilçesi olan Termal, Türkiye’de ki kalitesi Tübitak tarafından tescillenmiş en iyi suya sahiptir. 1911’de Roma’da altın madalya almıştır. Yine Termal de Atatürk, o zamanlarda Dolmabahçe’de görevli olan Rum bahçıvanı Yalova’ya davet edip hangi ağacı nereye dikeceğini tarif ederek Türkiye’nin ilk canlı ağaç müzesini Yalova’da oluşturmuştur. En önemlisi de 1909 yılında tüm dünyaya çevrecilik dersi verdiği 80 metrekarelik ev olan Yürüyen Köşk, Yalova’da yer alıyor. Her kentte bir ya da iki evi vardır. Yalova’da üç evi vardır. Bu da “Yalova, Benim kentimdir” demesinin en somut örneğidir” şeklinde konuştu. Salman, “Marmara Denizi giderek elden gidiyor” “İnsanoğlunun en hızlı tükettiği şey zaman ve sağlıktır” diyerek sözlerine devam eden Başkan Salman, “Toplumsal, kamusal, ulusal ve küresel baktığımızda en fazla doğayı ve çevreyi tüketiyoruz. Marmara’yı ilgilendiren Marmara denizidir. Değerli dostlar, Marmara denizi giderek elden gidiyor. Bugün doğan bir çocuk kesinlikle Marmara denizine giremeyecektir. 2014’de yosun Yalova’da sorundu. 24 saat ekiplerimizin çalışmasına rağmen yosun sorununu çözemedik. Daha sonra Kartal Belediyesi ile birlikte ortak bir çalışmaya imza attık. Marem Vakfı’na üç sene çalışma yaptırdık. Marmara Denizi’nde etrafında arıtması olmayan deşarj tesislerin yarattığı kirlilikten dolayı, suyun geçirgenliğini azaltmasıyla dipte bulunan yosunların gün ışığını görmek için denizin yüzeyine çıkması ve karaya vurmasıyla Yalova’yı yosunlar kaplamıştır ve hala devam ediyor. Ve acıdır ki Marmara Denizi’nden çıkan balığın artık yenilmeyeceğini söylemişlerdir. Bu konu Marmara Denizi’ne kıyısı olan şehirleri yöneten belediye başkanlarını direk ilgilendiren konudur. Çevre konusu bu şekildedir” dedi. Salman, “Yalova’ya 4 kat üzeri imar vermedim, vermeyeceğim de” En güncel konumuz deprem konusudur. 17 Ağustos 1999 yılında bu acıyı yaşadık. 45 saniye sürdü. Ben o dönemde yerel bir gazetenin imtiyaz sahibiydim. Oradan çıkarılan dersler yeterli miydi? Değildi. O dönemde belediye meclis üyeliği yapıyordum çok doğru kararlar alındı Yalova’da. Bodrum şartı, yatay düşey taşıyıcının sayısı arttı, perde beton şartı getirildi. O depremde biz şunu öğrendik. Öldüren deprem değil, binalardır. Bunun içinde ben Yalova’da elimden ne gelirse yaptım. Tehlike de şu an çok güncel. Geçen sene erken uyarı sistemiyle bir deprem sistemi kurdurduk. Bilimsel bir değeri yok ama şu an her depremi bize bildirdi. Bunun bilimselliği mutlaka ileride netleşecektir. Ama bizim yapmamız gereken şu; sağlam bina yapmalı, yaptırmalıyız. Biz belediye başkanlarına yerel yöneticilere ağır sorumluluk ve görev düşüyor. Yalova’ya 4 kat üzeri imar vermedim, vermeyeceğim de. Yalova’nın çevre kenti kimliğini korumak zorundayım. Yalova, İstanbul-Bursa-Kocaeli üçgeni arasında bir vaha gibi duruyor. Beton çölü olan kentlerin arasında insanlar nefes almak adına Yalova’ya gelecekler. Doğanın her motifini görebilirsiniz. %59’u orman bir kent Yalova. Bursa’nın yeşili artık tarihte kaldı. Yeşil olan kent Yalova’dır. Yalova’nın, kaplıcası, denizi, şelalesi, gölü var. Coğrafi güzellik adına ne ararsanız var. Kocaeli’ne 40 dk, Bursa’ya 45 dk uzaklıkta. Yeni yapılan köprü ile havaalanına daha yakın. Eğer Yalova’yı ve Yürüyen Köşk’ü görmediyseniz, mutlaka hepinizi bu dünyadaki cennet Yalova’ya bekliyorum” dedi.