Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Dünyada henüz çevrecilik kavramı yokken Yalova’dan tüm Dünya’ya Yürüyen Köşk üzerinden verdiği çevrecilik mesajının şimdilerde daha iyi anlaşılabildiğini belirten Başkan Salman mesajına şöyle devam etti; “20 Eylül 2019 yaklaşıyor. İklim değişiklikleri öngörülebilen ve gösterilen önleme çabalarından çok daha hızla ilerliyor. 2018 yılında İsveçli çocuk çevre aktivisti Greta Thunberg’in başlattığı eylem, küresel ilkim değişikliğine dikkat çekmenin ötesinde geniş katılımlı bir harekete dönüşüyor. Dünyanın farklı ülkelerinde 2 milyon çocuk Greta Thunberg’e destek vererek BM nezdinde konuya dikkat çekmek için çaba sarf ediyor. Çocuklar, kendi geleceklerine sahip çıkmak için çoktan harekete geçtiler ve şimdi biz yetişkinlerden aynı duyarlılığı göstermemizi bekliyorlar. Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlandırmayı hedefliyor. Bunun için de 2030 yılına kadar karbon salınımlarının yarıya indirilmesi, yenilenebilir kaynakların ise yüzde 60 oranında artırılması öngörülüyor. Ülkelerin anlaşmaya uyması çok önemli zira aşırı iklim hareketlerinin etki alanı sadece meydana geldiği coğrafyayla sınırlı değil. Anlaşma, 197 taraf ülkesi arasından şu ana kadar 185 ülkenin parlamentosundan onaylayarak yasalaştı. Ne yazık ki Türkiye, G-20 içerisinde yer alıp Paris anlaşmasını onaylamayan iki ülkeden biri. Türkiye enerjisinin yüzde 88’ini fosil yakıtlardan temin ederken, G20 ortalaması yüzde 82. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2018 yılı İklim Değerlendirmesi Raporu’na göre; Türkiye'de geçtiğimiz yıl, 1981-2010 yılları ortalamasına göre 1,9 derece daha sıcak geçti ve son 47 yıldaki en sıcak ikinci yıl oldu. Araştırmalara göre; Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerinden sert şekilde etkilenecek ve kriz derinleştikçe Akdeniz havzasında sıcaklık artışları ve buna bağlı olarak kuraklık ihtimali de artacak. Birleşmiş Milletlerin açıkladığı “Küresel İklim Endeksi”ne göre 2017 yılında iklim değişikliğinin Türkiye’de sahip olduğu afetlerin ekonomiye zararı 1,9 milyar dolara ulaşmış durumda. Türkiye’nin son 1 yıllık CO2 emisyonundaki %6’lık artış, küresel ısınmaya karşı mücadele konusunda 1,5 °C hedefinin dikkate alınmadığını gösteriyor. Doğa da yarattığı tahribat ise ekonomik sonuçlardan daha korkutucu. Ne yazık ki; Dünya’da 1.5 derecelik sıcaklık artışı çoktan gerçekleşmiş durumda. Kötü gidişi durdurmak için küresel anlamda hemen harekete geçmek zorunlu. Zaman daralıyor ve politikacıların hep birlikte çözüm yolu üretmeleri şart. Dünyayı ve üzerindeki yaşamı korumak hepimizin elinde.20 Eylül Küresel İklim Grevi bize kaybetmekte olduğumuz dünyamıza dikkat çekmek, sahip çıkmak için bir fırsat veriyor. Dünyaya ve yaşama şans tanımalıyız. Haydi yetişkinler, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım”